Tarabya Yerleşkesi (Huber Köşkü)

Atatürk'ün 1935'te yaptırdığı Florya Deniz Köşkü'nün kullanılmaz duruma gelip Millî Saraylara devredilmesinden sonra Cumhurbaşkanları için İstanbul'da yeni bir mekân ihtiyacı doğdu.

Tarabya Yerleşkesi

1985'te Cumhurbaşkanlığı'na tahsis edilen, mimarîsi ve tarihiyle Boğaziçi'nin en gösterişli malikânelerden biri olan Huber Köşkü'nün de bulunduğu Tarabya yerleşkesi bu ihtiyacı karşılamak için kullanılmaya başlandı.

Huber Köşkü’nün 1986–1988 yılları arasında gördüğü kısmî tadilattan sonra 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren yaz aylarında ikişer ay süre ile bu köşkü kullandı. Tarihî bahçeye havuz yapılması (1987), 20 daireli personel lojmanı ile 150 kişilik asker-polis ve hizmetliler için hizmet binası inşa edilmesi (1988) bu düzenlemeler kapsamındadır.

Cumhurbaşkanlığının, yazlık konut ve çalışma ofisi ihtiyaçlarına ek olarak yabancı devlet başkanlarının ağırlanacağı, büyük resepsiyonların verileceği temel ve tamamlayıcı mekânları da içeren özgün bir yapı kompleksine kavuşması ise 1993–2000 yılları arasına yayılan yoğun bir çalışma dönemine uzanır.

Tarabya Yerleşkesi

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in talimatlarıyla başlayan restorasyon sürecinde, arazinin tarihî, kültürel ve doğal değerlerinin korunması, mevcut yapı yoğunluğu aşılmaksızın çevreye dost, Cumhurbaşkanlığına yaraşır yeni yapıların tasarlanması ve uygulanması amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Tarabya Köşkü Yerleşkesinde;

Cumhurbaşkanlığı Konutu, Yabancı Devlet Başkanlıkları Konukevi, Resepsiyon Alanları Misafirhane ve Sosyal Merkez’den oluşan kompleksin yapımı tamamlanarak üst düzey bir tasarım performansı sergilenmiştir.

1. Cumhurbaşkanlığı Konutu

Arazinin güneybatı tepesinde 1000 metrekarelik alanda yer almaktadır. Taban alanı 820, toplam inşaat alanı 2.643 metrekaredir. Yapının planı dört blok ve bu blokları birleştiren merkezî bir holden oluşmaktadır.

Dört bloğu birleştiren ana giriş holü yapının işlevine uygun ağırlıkta planlanmıştır. Bloklara girişlerin düzenlendiği bu hol orta avlu ve bu avlu önünde köprüleşen oval yemek odası altından Boğaziçi'ne açılmaktadır. Servis merdiveni ile alt bahçe katına, mutfakların yer aldığı bodrum katına ve çatı teraslarına bağlanmaktadır.

Kabul salonları ünitesinde, Cumhurbaşkanlığı konutunun en önemli işlevini yüklenen kabul ve ağırlama salonları planlanmıştır. İki kata yayılan, merkezî merdiven ve asansörle bağlantısı olan her cepheden doğaya açılan bu salonlar ön cepheden Boğaz'ın Anadolu yakasına, kuzey cepheden iki platoda düzenlenen resepsiyon alanlarına ve havuzlara, diğer yönlerden de yüksek ağaçlarla bezenmiş iç avlulara bağlanmaktadır.

Kabul salonları ağaçlar arasından geçen bir köprü ile çalışma odasına, ön cephede de merkezde yer alan 20 kişilik yemek salonuna bağlanmaktadır.

Dört bloktan biri ana yatak odalarının yer aldığı bloktur. Cumhurbaşkanının özel bloğu olabilecek şekilde tasarlanmıştır. İkincisi yine cumhurbaşkanının yakınları için yatak odalarını içeren ve bağımsız tasarlanmış diğer bir özel konuttur. Üçüncüsü, yabancı konuklarla görüşmelerin gerçekleşeceği kabul salonları, dördüncüsü ise kabul salonlarına bağlanan çalışma bloğudur. Dört blok ve merkezî holün oluşturduğu bütünlükte yeşil dokunun ve eski ağaçların yoğunlaştığı dört yöne açılan avlular yer almaktadır.

2. Yabancı Devlet Başkanları Konukevi

Arazinin güneybatı tepesinde yer alan 600 metrekarelik alana yerleştirilmiş, taban alanı 596 metrekare, inşaat alanı 2.100 metrekare olan bir yapıdır. Bu yapı yabancı devlet başkanlarını konuk etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun bir uzantısı olarak tasarlanmıştır.

Konferans ve Basın Toplantı Salonu gibi Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda bulunmayan bazı alanlar da bu yapının içindedir. Konukevindeki salonların ise gerektiğinde Cumhurbaşkanlığı Konutu için yemek salonu olarak kullanılması planlanmıştır.

Yapı; toplantı salonu birimi, salon blokları, konuk başkan çalışma birimi ve yatak odası bölümlerinden oluşmaktadır.

3. Resepsiyon Alanları

İki kademeye oturan platolara yayılarak Cumhurbaşkanlığı Konutu ve konukevi arasında yer almaktadır. 3–4 bin kişilik resepsiyonların düzenlenebileceği bu alanlar, bu kapasiteye hizmet verecek şekilde set altına alınmış servis yapısı ile desteklenmektedir.

4. Sosyal Merkez Binası

Kalender Tepesinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün ana girişinin hemen solunda yer almaktadır. Cumhurbaşkanlığı üst düzey personelinin sosyal merkez ihtiyacını karşılamakta, özellikle Misafirhane binasının ortak alan ihtiyaçlarını tamamlamaktadır. Bu niteliği ile yabancı konuklara da hizmet vermektedir.

Açık alanlara yerleştirilen değerli heykeltıraşların özgün eserleriyle farklı bir boyut kazanan yapının etrafında gelişen dairesel planlı açık ve kapalı kafe ile yönetim, sergi ve spor salonu yer almaktadır.

5. Misafirhane

Cumhurbaşkanlığı üst düzey personeli ve yabancı devlet başkanlarına eşlik edecek üst düzey yetkililer için tasarlanmış yapıdır. İki katlı yapı Konukevi ile Sosyal Merkez arasına konumlandırılmıştır. Bina çatı ışığı ile gökyüzüne açılan merkezî bir hol ve galeri etrafına yerleştirilen toplam 12 süit oda ile iki kişilik dört yatak odasını içermektedir.

Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün Kalender Tepesi’nde helikopter girişi için düzenlenmiş giriş meydanından Boğaziçi’ne dik inen aks ve ana girişin iki yanına iki küçük blok olarak yerleştirilen giriş binası yolun üstünden geçen bir saçakla bağlıdır. Bu küçük bloklarda yer alan odalar asker ve polislerin yerleştirildiği güvenlik birimleri için planlanmıştır.

Tarihi

19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başında Alman Mauser ve Krupp firmalarının temsilciliğini yapan silâh komisyoncusu Huber Kardeşler tarafından yaptırılan köşk, bugün de aynı adla anılmaktadır. Huberler, Almanya'nın yazlık elçilik binasına yakın olması dolayısıyla özellikle bu köşkü tercih etmişlerdir. İkinci Meşrutiyet’ten sonra Huber Kardeşlerin ülkelerine dönmesi üzerine mülkiyeti 1932 yılına kadar Mısırlı Prenses Kadriye ve eşi Mahmut Hayri Paşa’ya geçen köşk, bu tarihten sonra Notre Dame de Sion Okulu’na bağışlanmış ve tapuya Therese Clement ve Marie Aimee Odent adına kaydedilmiştir.

Clement ve Odent’den varislerine intikal eden köşk ve arazisi 1973 yılında Boğaziçi İnşaat Turizm Anonim Şirketine satılmış, 1985 yılında kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne tahsis edilmiştir.

1997–2000 yılları arasında ise tarihî heykel grupları ile konağın cephe, çatı restorasyonu ve çevre düzenlemesi yaptırılmıştır.

Mimarî Yapısı

Huber Köşkü, birbirine eklenen iki binadan oluşan bir konak, konağın kuzeyinde yine büyük bir özenle yapılan ahır ve arabalık bölümlerinden oluşan Faytonhane, Setüstü Köşkü, Av Köşkü, sera ile değerli ağaçların oluşturduğu bitki örtüsü ve heykel grupları, duvarlar ve nişlerin bütünüdür.

İlk binanın mimarı ve inşa tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapının ikinci evresinde ana binaya yapılan bazı eklemeler, İstanbul'da bulunduğu dönemde önemli eserlere imza atan İtalyan Mimar Raimondo D'Aranco tarafından inşa edilmiştir. D'Aronco'nun düzenlemeleri Huber Köşkü'ne, bugünkü anıtsal görünümü ve eşsiz bir perspektif kazandırmıştır.

İktisatçı-yazar Orhan Erdenen, mimarî karakteri art nouveau olarak tanımlanan bu köşkü Boğaz'daki diğer yalılardan ayıran ve dünyada neredeyse benzersiz kılan bir özelliği şöyle ifade etmektedir: “Mimarîsi Çin, Hint, İran, İslam, Osmanlı ve Avrupa üsluplarının bir karışımı. Adeta ayrı ayrı milletlerden mimarlar nöbetleşe çalışarak yapıları tamamlamışlar gibi..."

Huber Köşkü, mimarî özelliklerinin yanı sıra, 34 hektarlık korusuyla Boğaziçi'nin en geniş yeşil alanlarından biri olma özelliğini halen korumaktadır.

(*) 1997-2000 yılları arasında Tarabya Yerleşkesi'nin restorasyon çalışmasının süreçleri ile projenin her ölçekteki tasarımı ve uygulamasının koordinasyonu Mimar Coşkun Karadeniz tarafından yürütülmüştür. Bu bölümde Coşkun Karadeniz'in “Cumhurbaşkanlığı Tarabya Köşkü: Koruma Amaçlı Kentsel Tasarım Projesi/Yeni Yapılar” adlı çalışmasından yararlanılmıştır.