AK Parti’nin savunmasında Bahçeli, Baykal ve Demirel’in de Başbakan Erdoğan’la benzer ifadeler kullandığı vurgulandı. Cumhurbaşkanına dava açılamayacağı, eski Meclis Başkanı Arınç’ın açıklamalarının AK Parti’yi bağlamayacağı da savunmada dikkat çekti.
AK Parti’nin Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu savunmanın ayrıntıları günışığına çıkıyor. AK Parti’nin savunmasında Başbakan Erdoğan’ın başörtüsü ve katsayı ile ilgili açıklamaları ayrı bir bölüm olarak yer aldı. Bu açıklamaların ifade hürriyetinin bir parçası olduğu ve 2001 yılında Anayasa’da yapılan değişiklikler uyarınca suç oluşturmadığı iddia edildi.
Savunmada, Erdoğan’ın laikliğe aykırı olarak nitelenen sözleri sıralandıktan sonra, CHP lideri Deniz Baykal, MHP lideri Devlet Bahçeli, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz gibi bir çok siyasetçinin benzer sözlerine dikkat çekildi.
ARINÇ’IN SÖZLERİ AK PARTİ’Yİ BAĞLAMAZ
Anayasa gereği Cumhurbaşkanı hakkında “vatana ihanet” suçu dışında dava açılmayacağı belirtilen savunmada, eski TBMM başkanı Bülent Arınç’ın açıklama ve eylemlerinin partiyi bağlamayacağı ileri sürüldü. Savunmada, “Meclis başkanları seçildikleri andan itibaren partiler üstüdür” denildi.
İddianamede yer alan milletvekillerine ait çeşitli laiklik karşıtı açıklamalara da “Bu konularda parti tarafından yaptırım uygulandığı” savunması getirildi.
Belediyelerin dini içerikli toplantılar yapıp, kitap bastıklarına dair suçlamaya cevap olarak da genel merkezden belediyelere gönderilen uyarı yazıları ve genelgeler gösterildi.
FETHULLAH GÜLEN OKULLARINI ZİYARET
Fethullah Gülen okullarını sadece AK Parti yöneticilerinin değil Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’in yanısıra eski bir kuvvet komutanının da ziyaret ettiği belirtildi.
Savunmada parlamentonun yasama faaliyetlerinin, bürokratların sözlerinin ve hükümet kararnamelerinin parti kapatma nedeni olamayacağı, bu işlemler için Anayasa’da başka denetim mekanizmaları yer aldığına dikkat çekildi.
Savunmada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya da eleştirildi. Başsavcının siyasi partiler kanununa göre laiklik karşıtı bir eylem gördüğünde, sorumlu kişi ve organlar için uyarıda bulunması ya da dava açması gerektiği belirtildi. Bu adımlar atılmadan kapatma davası açılması hukuk dışı olarak nitelendirildi.
DAVA SÜRECİ NASIL İLERLEYECEK?
Bu arada, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili süreç devam ediyor. Anayasa Mahkemesi kapatma davasıyla ilgili AK Partinin ön savunmasını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Ön savunmanın verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 1 ay içinde esas hakkındaki görüşünü bildirecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti’ye gönderilecek, AK Parti de esas hakkındaki savunmasını yapacak.
Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bütün bu aşamalarda istenebilecek ek süre taleplerini de Anayasa Mahkemesi değerlendirecek.
Bu sürecin ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.
AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması durumunda 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasa’ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi’nin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.
|